Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Türk tarihinde yaşanan olaylarla ilgili gerçekleştirilen kutlamaların birçoğunun savunma amaçlı olduğunu, kendisinin hücum futbolu konusunda düşüncesini ortaya attığı dönemlerde de bir infial yaşandığını söyledi.
Mustafa Denizli, siyah-beyazlı kulübün aylık resmi yayın organı Beşiktaş dergisinin kasım sayısında yer alan röportajında, çocukluğunun siyah-beyaz anılarını, ''Büyük Mustafa'' olarak tarihe geçtiği futbolculuk günlerini ve Türk futbolu hakkındaki görüşlerini anlattı. Röportajında, hücum futbolu üzerine görüşlerini açıklayan Denizli, şunları kaydetti:
''Ben lisede edebiyat okudum. Edebiyatla birlikte yakın tarihimize de çok ilgi duydum. Kendi tarihimize baktığımız zaman, bizle çok özdeşleşmeyen bazı kutlamalarımız vardır. Birçok kutlama nedeni, savunma amaçlıdır. Çanakkale savunması, Kanije savunması, Kahramanmaraş savunması, Gaziantep savunması. Bütün bunlarda savunmayı kutluyoruz. Preveze de dahil. Preveze de zaferse, bir savunma zaferidir. Bizim gerçek manada hücum ettiğimiz ve kazandığımız Kurtuluş Savaşı'dır.
Bu mantıkla hareket ettiğiniz, bu açıdan baktığınız zaman, bütün futbol yaşantınız bir kompleks altında geçmiş. Avrupa takımlarına karşı milli takımda olsun, kulüp takımlarında olsun uçağa binerken bile ayaklarınız titremiş. Sahaya çıkarken de öyle. Maçı oynamadan kaybeden tek ülke herhalde bizdik. Tabii görüyorsunuz, bir şeylerin değişmesi lazım, değişecek, çünkü doğru olan o değil.
Belki daha evvelden düşünüldü ama ifade edilemedi. Ben bunu ifade ettim. İfade ettim ama benim düşüncelerim önce bir infial yarattı. Atasözlerimiz bile 'Büyük lokma ye, büyük laf etme' diyor. Hep ortada yani. Ne kokarsın ne bulaşırsın. Biz dedik ki (Kokalım, bulaşırsak da bulaşalım)''
CESARETİMİ BABAMDAN ALIYORUM
Cesaretini babasından aldığını dile getiren Denizli, ''Futbolculuğumda da aşağı yukarı böyleydim. Dışardan görenler sakin bir kişiliğim olduğunu düşünür ama esasında öyle değildir. Ben sporculuğumda Altay forması ile İnönü'ye, Ali Sami Yen'e çıktığım zaman, Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe taraftarları kendi futbolcusundan önce beni tribünlere çağırırdı. Orada da korkmazdım. Ama bütün sevecen kişiliğimin yanında Türkiye'de kırmızı kart rekortmeniydim'' diye görüşlerini aktardı.
Siyah-beyazlı takımın başına geçmesi konusundaki soruyu yanıtlayan Mustafa Denizli, ''Bir tek şey istedim, ağabeyimin görmesini. Beşiktaş ile ilgili çocukluk anılarımın içinde ağabeyim hep vardı. Gençlerbirliği maçından sonra ailemin bütün fertleri ağabeyimin kabrine gidip paylaşmışlar. Ben de en kısa zamanda ağabeyimin kabrine gideceğim'' ifadelerini kullandı.
"5 YAŞINDAN BERİ BEŞİKTAŞLIYIM"
Mustafa Denizli, 5 yaşındayken Beşiktaşlı olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Bütün ömrü aşağı yukarı Akaretler'de geçen rahmetli Emin ağabeyimiz vardı. Müthiş sohbeti olan, tatlı bir insandı. Toplardı bizi başına, Akaretler'i, Beşiktaş'ı, Beşiktaşlı futbolcuları anlatırdı. Radyodan Beşiktaş'ın maçlarını da ilk O'nun dükkanında dinledik. Radyodan Beşiktaş'ın maçlarını heyecanla dinlerken, bir taraf olduğumuzu hissetmeye başladık. Sonra ilkokul birinci sınıfta okuma yazmayı öğrenince, gazetelerden takip etmeye başladık Beşiktaş'ı.''
Deneyimli teknik adam, çocukken Beşiktaş'ın bir maçını izlemek için evden kaçtığını vurgulayarak, o günlere ait bir anısını şöyle aktardı:
''1962-63 sezonuydu sanıyorum. Tabii o zaman Çeşme-İzmir ulaşımı bugünkü gibi kolay değil. Beşiktaş, Göztepe'ye maça geliyordu. Sabah erkenden kalktım, balığa gidiyormuşum gibi. Evdekiler zannediyor ki balığa gidiyorum. Balık tutmaya gittiğim zamanlar, güneşin batmasına yakın bir saatte eve dönüyorum. Gittim İzmir'e. O zaman böyle fanatizm yoktu, ama Beşiktaş gerçekten de YAŞAMIMI DOLDURUYORDU